
02/11/2007
Dünyalı bir arkadaşımın yazısını okuyordum da aklıma geldi.Size "Good Bye Lenin! (Elveda Lenin!)" filminden bahsetmedim hiç...Ya da bana hissettirdiklerinden...Siz insanların yaptığı filmlere bayılıyorum,duyguları filmlerinizden öğrendim ben,o kadar canlılar ki...Ama "Elveda Lenin!"in ayrı bir yeri var bende.Bir anne düşünün:katı bir sosyalist,kapitalizmden o kadar korkuyor ki hayatının aşkını,kocasını,bile bu uğurda feda etmiş...Bir oğul düşünün:annesinin değerlerine sıkıca sarılmış,onun değerlerini kendi değerleri gibi benimsemiş...Şimdi bu annenin komaya girdiğini,bu arada duvarın yıkıldığını,annenin daha sonra uyandığını ve en ufak bir şokun bile ona kalp krizi şeklinde geri döneceğini düşünün...Ve çocuğun,annesinin sağlığını korumak için bir oyun oynamaya başladığını...Duvar yıkılmamış gibi davrandığını ve çevresindeki herkesi de bu oyuna dahil ettiğini...Bir süre sonra annesi için yarattığı hayali Almanya,çocuğa da cazip görünür...Kendi yalanına inanır,çaresizce...Çünkü inanmak ister...Bu oyunu sonlandırmaya karar verdiğinde bile kendi hayal ettiği dünyadan çıkmaz...Sosyalizmin zaferiyle bitirir oyununu.Sanki sosyalistler,emek hırsızı kapitalistlerin ayakları altında ezilmemişler gibi...Oysa içinde bir yerde çocuk da bilir ki hiçbir şey hayalindeki gibi olmayacaktır ve istemese de bu yeni düzene alışmak zorundadır...Ve filmin son sahnesinde çocuk,annesine veda ederken,fark etmese de sosyalizme de veda etmektedir...Sanki sessiz bir çığlık atar:"Elveda sosyalizm!Elveda anne!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder